Sirkeci semti Osmanlı döneminde hem Topkapı Sarayı'na yakın olması, hem de Sadrazamlık binası olan Babıali'ye yakın olması bakımından önemli bir semtti. Deniz kenarında olduğu için Babıali'nin iskelesi olma konumundaydı. 1885 yılında Şark Ekspresi'nin hizmete girmesi, 1890 yılında Sirkeci Garı'nın hizmete girmesinden sonra semt daha da büyük bir önem kazandı. Eski zamanların mutlak sonsuzluğu, yaşanmış olanın geleceğe kalabildiği ölçüde anlam kazanır. Şehirlerin hafızası, sonsuzluğu yaratan parçalar arasındadır. Tarihe tanıklık eden ve tarihin kendisini meydana getiren yapılar, insana dair olan her şeyin gelip geçtiği yerlerde karşımıza çıkar; varlığını hatırlatır, yarınlara kalır.
Osmanlı Vakıflar Bakanlığı İnşaat ve Restorasyon Bölümü Müdürü Mimar Kemalettin Bey tarafından tasarlanan Dördüncü Vakıf Han, bugünkü adıyla Legacy Ottoman Hotel de aynı köklü tarihin önemli parçaları arasında yer almakta, İstanbul şehrinin geçmişine ev sahipliği yapmaktadır.
Yaşadığı tanıklığın olanca ihtişamıyla varlığını sürdüren Legacy Ottoman Hotel, Osmanlı’nın son mimari eserleri arasında gösterilmektedir. 1911 yılında bölgedeki ofis binası ihtiyacını karşılamak amacıyla tasarlanan yapı, 1920 – 1923 yılları arasında “Caserne Viktor” adıyla Fransız Müttefik Kuvvetleri tarafından kışla olarak kullanılmıştır. Şehrin en önemli tarihi eserlerine komşu olan Legacy Ottoman Hotel, bölgenin tek beş yıldızlı oteli olmasının yanında, tarihten gelen derin anlamını günümüz modern dünyasıyla iç içe bir ihtişamla sürdürmektedir.
Tarihin içinden gelen bu görkemli yapının en önemli özelliklerinden biri de iki yanında yükselen kubbelerin Mescid-i Aksa’nın kubbesi ile aynı tasarıma sahip olmasıdır. 1919 yılında Mescid-i Aksa’nın onarım çalışmalarını yürütmesi amacıyla Kudüs’e çağırılan mimarımız Kemalattin Bey’in, söz konusu benzerliği bu gidiş gelişler sırasında ortaya koyduğu düşünülmektedir. #bygurme #sirkeci #ahmetkeremkaynar
Comments